13 Eylül 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan değişikliğe göre, başta kira olmak üzere bazı sözleşmelerden kaynaklanan ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayacağı hükme bağlanmıştır. (Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar “Karar”)
“Türkiye'de yerleşik kişilerin bakanlıkça belirlenen haller dışında kendi aralarındaki menkul ve gayrimenkul alım satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama, leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden ve dövize endeksli olarak karşılaştırılamaz.” (Karar, m.4/g)
Öncelikle belirtmek gerekir ki, kamuoyundaki algının aksine, işbu yeni düzenleme sadece kira sözleşmelerini değil, finansal kiralama, her türlü hizmet ve eser sözleşmelerini de kapsamaktadır. Öte yandan, Karar’da “Türk Lirası cinsinden kararlaştırılır” demek yerine “ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramaz” hükmü düzenlenmiştir. Bu nedenle altın veya diğer değerli madenlere endeksi sözleşmelerin bu sınırlamanın kapsamına girmeyeceği kanaatindeyiz.
Türkiye'de yerleşik kişilerin kendi aralarında yaptıkları işlemler sınırlamaya tabi olacaktır. “Türkiye’deki yerleşik kişiler” den gerçek kişi, özel hukuk tüzel kişisi ve kamu tüzel kişisini anlamak gerekir. Bu itibarla yabancı sermaye ile Türk hukukuna göre Türkiye’de kurulmuş bir firmayla yapılan iş ve işlemler de bu sınırlamaya tabi olacaktır.
Karar 13 Eylül 2018 günü yayınlanmış ve derhal yürürlüğe girmiştir. TL’ye dönüştürme işlemi sadece sözleşme bedeli (kira, ücret vb.) bakımından değil, aynı zamanda depozito, teminat, cezai şart, tazminat ve benzeri hususlarda da söz konusu olacaktır. Mevcut yürüyen sözleşmeler bakımından 30 günlük bir geçiş süreci öngörülmüş ve tarafların bir araya gelerek döviz cinsinden kararlaştırılmış bedelleri TL olarak yeniden belirlemesi gerektiği düzenlenmiştir. Ancak Karar’da, (a) sözleşme bedelinin hangi kur üzerinde TL’ye dönüştürüleceği ve (b) hangi sözleşmelerin bu sınırlamalar dışında kalacağı, hususunda bir düzenleme yer almamaktadır.
6 Ekim 2018 tarihli Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara ilişkin Tebliğ'de ise bu kararın uygulanmasına ilişkin detaylar için tebliğler yayınlanmaktadır. Buna göre Türk lirasına çevrilmesi gereken bedeller için öncelikle tarafların mutabakatı aranacak, mutabakat sağlanamazsa 2 Ocak 2018 tarihli TCMB efektif satış kuru (USD/TL: 3,78, EUR/TL: 4,55) üzerinden ilgili sözleşme bedelinin TL karşılığı hesaplanacaktır. İşbu bedellerin revize edilmesi için yasal süre 15 Ekim 2018 tarihinde sona ermiştir.
Karar’da belirtilen hususlara aykırı davranılması halinde, aykırı davrananların 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’unun (“Kanun”) 3. maddesinde belirtilen “üçbin Türk Lirası’ndan yirmibeşbin Türk Lirası’na kadar” idari para cezası ile cezalandırılması söz konusu olabilir. İşbu ceza tutarları Kanun’da 2008 yılında yapılan değişiklik ile belirtilenlerdir. Dolayısıyla bu tutarlar, mevzuat gereği yıllık endeks ile güncellenmekte olup 2018 yılında uygulanacak ceza tutarlarının “altıbin Türk Lirası’ndan yirmibeşbin Türk Lirası’na kadar” olacağı hesaplanmaktadır. Cezanın sözleşme başına kesilmesi uygun olacaktır. Ancak, idare, bazı durumlarda her ay kira faturası düzenleyen mülk sahiplerine her ay başı için ayrı ceza düzenlemektedir. Bu tür cezaların iptali için idareye karşı iptal davası açarak cezanın terkini talebinde bulunulabilir.
Döviz cinsinden belirlenmiş sözleşme bedellerinin TL’ye dönüştürülmesi hususunda uygulanacak kurun ne olması gerektiği hususunda doğacak ihtilaflarda mahkemeye gitmek yerine anlaşmaya yakın tarafların doğrudan arabulucuya başvurması ile uzlaşma sağlanabilecektir. Arabulucu vasıtası ile sağlanan uzlaşmalar sonucunda damga vergisi de ödenmeyeceği gibi ortaya çıkan belge resmi belge niteliğinde ve kuvvetli bir delil olacaktır.
Comments