Dünya Ticaret Örgütü elektronik ticaretin tanımını “sipariş ve alım aşamaları bilgisayar üzerinden gerçekleştirilen ve yöntem olarak bilgisayar ağları üzerinden yapılması için özel olarak tasarlanmış mal ve hizmetlerin satımı veya alımı” şeklinde yapmıştır. Bu çerçevede elektronik ticaretin gelişebilmesi ve güvenliğinin sağlanması için yasal düzenleme yapma zorunluluğu doğmuştur.
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun (“Kanun”), 01 Mayıs 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anılan Kanun’a istinaden 2015 senesinde “Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik” ile “Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik” düzenlenmiştir.
Kanun metninde, elektronik ticaret yapan kişi ve kurumlar “hizmet sağlayıcı” olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla bir internet sunucusu vasıtasıyla elektronik ticaret faaliyetinde bulunan herkes Kanun’da kullanılan ifade bakımından “hizmet sağlayıcısı” statüsündedir. Kanun’da kullanılan bir diğer terim ise “aracı hizmet sağlayıcısı”dır. Bu terim, başkalarına elektronik ticaret faaliyeti yapılması için ortam sağlayan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder.
Kanun kısaca aşağıda verilen başlıca konuları düzenler:
Elektronik sözleşmeler vasıtasıyla edinilen bilgiler hakkında yükümlülük
İstenmeyen ticari ileti
Aracı hizmet sağlayıcılarının, hizmet sundukları elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanan içerikleri kontrol etmekle sorumlu olmaması
Kanun kapsamında yapılan sözleşmelerle toplanan kişisel verilerin korunması
Hizmet sağlayıcının elektronik iletişim araçlarıyla bir sözleşmenin yapılmasından önce bilgi verme yükümlülüğü
Kanun, ticari elektronik iletilerin alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebileceğini düzenler. Bu noktada, bu düzenlemenin B2B iletişimine uygulanmayacağı ve sadece B2C veya C2C iletişimleri için geçerli olacağı göz önünde bulundurulmalıdır. B2B iletişimi bir firmanın ürün ve hizmetlerini diğer firmalara pazarlaması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla esnaf ve tacirlere önceden onay almaksızın ticari elektronik iletiler gönderilebilir.
Her ne kadar Kanun’un 9. maddesinde aracı hizmet sağlayıcılarının hizmet sundukları elektronik ortamı kullanan kişilerin sağladığı içerikleri kontrol etmekle yükümlü olmayacağı belirtilse de, aracı hizmet sağlayıcıları işlerinde Türk Ticaret Kanunu’na göre gerekli özeni gösterme yükümlülüğe sahiptir.
Hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcısı, Kanun çerçevesinde yapmış olduğu işlemler nedeniyle elde ettikleri kişisel verilerin korunmasından sorumludur. Bu çerçevede, kişisel verileri ilgili kişinin onayı olmaksızın üçüncü kişilere iletemeyecek ve başka amaçlarla kullanamayacaklardır. Bu yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda uygulanacak ceza Kanun kapsamında belirlenmemiş olsa da böyle bir durumda 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’ndaki (“KVKK”) yaptırımlar söz konusu olacaktır.
Mesafeli sözleşmeler ile e-ticaret sözleşmeleri tarafların bir araya gelmeden sözleşme yapması bakımından birbirine benzemekle birlikte iki sözleşme türü önemli noktalar sebebiyle birbirinden ayrılmaktadır.
Bunlardan birincisi, e-ticaret sözleşmelerinin elektronik araçlarla internet sunucuları aracılığıyla yapılırken mesafeli sözleşmeler için internet sunucuları aracılığıyla yapılma zorunluluğu bulunmamasıdır. Dolayısıyla, telefon veya faks yapılan sözleşme mesafeli sözleşme olabilirken e-ticaret sözleşmesi olarak sayılması mümkün olmayacaktır.
İkinci önemli nokta ise, mesafeli sözleşmelerin tüketici mevzuatına dahil olması nedeniyle alıcı tarafın daima tüketici olmasıdır. Ancak e-ticaret sözleşmelerinde alıcı veya satıcının tüketici olma zorunluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla bir tarafın tüketici olduğu, elektronik ortamda kurulan bütün sözleşmeler mesafeli sözleşme olduğu söylenebilir.
Comments